​

Onkolojide ablasyonlar yanında sık olarak uygulanan bir başka tedavi grubu da arteryel ya da transarteryel tedavilerdir. Bu tedavilerde amaç, özel anjiografi cihazlarıyla tümörleri besleyen atardamarları tesbit etmek ve kasıktan bu atardamarlara incecik borularla (kateter) girerek tümörleri öldüren çeşitli maddeler vermektir. Arteryel tedavilerin iyi yapılabilmesi için bir tümörü hangi atardamarların beslediği hangi atardamarların ise tümörü değil normal dokuyu beslediği net olarak bilinmelidir. Bu konuda bir hata yapılırsa hem ilaç tümöre verilemediğinden tümör tedavi edilmemiş olur hem de sağlam bir dokuya erilen ilaç bu dokuya gereksiz yere zarar erecektir. Damarları tesbit etmek için kullanılan klasik yöntem anjiografi olmakla birlikte günümüzde kullanılan anjiografi cihazlarının çoğunluğu bu konuda yetersizdir. 

Girişimsel onkolojide, günümüzde, tümörü besleyen atardamarları tesbit etmekte en başarılı cihazlar anjiografi ve bilgisayarlı tomografiyi beraber kullanan özel anjiografi cihazlarıdır. Bu cihazların bazılarında anjiografi ve tomografi cihazları aynı mekanda birleştirilmiştir (Kombine anjiografi-tomografi sistemleri). Ancak bu cihazlar çok maliyetli olduğundan yaygınlaşmamıştır. Bazı cihazlarda ise anjiografi için kullanılan röntgen cihazı aynı zamanda tomografi çekmek için de kullanılır (Cone beam tomografi [BT] sistemleri). Bu tür anjio cihazları daha hesaplı ve pratik olduklarından tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadırlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Girişimsel onkolojide en çok uygulanan arteryel tedaviler intraarteryel kemoterapi, kemoembolizasyon ve radyoembolizasyondur. Bunların dışında, kemosatürasyon ve izole kemoterapi infüzyonları da daha nadir olarak kullanılmaktadır.